Çin ekonomisi %12’lik büyüme patikasını %6.5-7 düzeyine oturtmaya başlamıştı ve gelinen son noktada bunu başardı diyebiliriz. Ancak dünya ekonomisinin yavaşlaması Çin’in büyümesini bu hızda tutmasını zorlaştırıyor. Bu nedenle Çin, üretmiş olduğu çelik, güneş enerjisi panelleri ve bir çok sanayi ürünlerini AB ülkelerine çok ucuz fiyatla ihraç ediyor. Bu durum ilgili ülkelerde yerel üreticilere zarar veriyor ve bu sürecin sonunda korumacı önlemler yeniden devreye giriyor.
Son günlerde AB Çin’den gelen güneş enerjisi panellerine korumacı önlemler alırken, AB’nin bu davranışına karşılık Çin’in AB’den ithal ettiği şaraplara damping karşıtı vergi uygulaması getirmiş durumda. Yine aynı şekilde Çin’den gelen ucuz çelik ürünleri nedeni ile yerel üreticileri milyarlarca Euro zarar eden Almanya Başbakanı Merkel bu konu ile ilgili yakın zamanda Çin’i ziyaret etti. Görüldüğü gibi ticaret savaşları global ekonominin soğuması ve pastanın küçülmeye başlamasından kaynaklanıyor. Bu korumacı önlemlerle ilgili gelişmeler bir süre daha devam edecek görünüyor. Ülkelerin aralarında yapacakları ticaret anlaşmaları bu konuda belirleyici olabilir. Kur savaşları da bu konuda etkili bir faktör olmakta.
Ancak ne olursa olsun ülkelerin birbirine karşı girdikleri bu ticaret savaşlarının her iki tarafa da faydası olmayacak görünüyor. Bu konuda ikili ticaret anlaşmaları önümüzdeki günlerde çok daha fazla gündemde olabilir. Bilindiği gibi Dünya ticaret Örgütü Çin’e piyasa ekonomisi statüsüne geçiş için 15 yıllık bir süre tanımıştı. Bu süre 2016 yılı sonunda sona erecek. Bu nedenle Çin AB’den piyasa ekonomisi statüsünü tanımasını talep ediyor. Ancak AB ülkelerinden bazıları Çin ekonomisinin halen büyük oranda devlet kontrolü altında olmasını gerekçe göstererek buna karşı çıkıyor. Diğer yandan Çin’in piyasa ekonomisi statüsüne girmesinin ardından Çin’e karşı bazı yaptırımlar yapılmasının ve oluşan haksız mücadele ile savaşmanın daha kolay olacağına yönelik yorumlarda bulunuyor.
Bu durumun düzelmesi için küresel ekonomilerdeki durgunluğun bir an önce yerini canlanmaya bırakması gerekiyor. Özellikle ABD ve Euro bölgelerindeki ekonomik toparlanmanın hızlanması bunda önemli bir etken olacaktır. Kısacası pastanın büyümesi herkes için hayırlı görünüyor. Türkiye’de bu durumdan etkileniyor elbette. Çin’den gelen ucuz mallar sadece Euro bölgesini değil aynı zamanda bütün dünyayı etkiliyor. Çelik fiyatlarındaki Çin kaynaklı düşüşün içeride çelik şirketlerimizin bilançosunu nasıl etkilediğini görüyoruz. Ama bununla birlikte otomotiv beyaz eşya gibi girdi olarak yassı çelik kullanan sektörleri ise olumlu etkiliyor. Fed’in faiz artırımlarının ise dünya ekonomisinde canlanmanın yeniden geri gelmesi algısını güçlendirmesi bakımından bu gelişmeleri olumlu etkilemesini ve kavgaların azalmaya yol açmasını bekliyorum.